31 Ekim 2011 Pazartesi
Hayat ilerliyor
Diğer şeylere gelince, Van Depremi üzerinden 8 gün geçti ve hala çadır ulaşamayan yerler var. Hala ufacık gıda yardımı bile almayan yerler. Valilik depolarda bekletiyor yardımların çoğunu. Mazeretleri "Organize olup dağıtacaklar" 8 gün oldu. 8, Sekiz, Organize olmak için ne bekleniyor hala hepimizin kendince bir cevabı var sanırım bu soruya. Dış ülkelerden gelen yardımları "Önce bir kendi gücümüzü görelim diye reddettik" diyen bakanlar, "ooo sarayda yaşıyorsunuz valla" diyenler yardımları da kim bilir neden bekletiyorlar. Çocuklar aç, özürlü iki kızı olan aile, dah dün sakıncalı bir evin girişinde barınıyordu, kadınlar düşük yapıyordu ve daha neler... Öyle boktan bir dünyanın öyle boktan bir ülkesinde yaşıyoruz ki, insan nefes aldığına utanacak durumda. Yaşadığına, bebeğini sıcak tutabildiğine... Son söyleyeceğim; unutmayalım. Zaten unutturmaya çok niyetli var, unutmayalım oraları, elimizden geldiğince destek olmaya, destek oldurtmaya çabalayalım.
Aile içine gelince, Aze Çınar 2 yaş krizini adım attı, anamızı ağlatmaya başladı. İnatlar, ağlama krizleri, uykusuzluktan ölürken uyumaya direnme, kıyameti kopartma, bizi dövmeye kalkma, resmen azarlama, ısırma... Hayır ne istediği belli olsa, yapalım diyeceğim, hanımefendi ne istediğini bilmiyor ki!! Bu yazıya 16.00 gibi başlayıp şu saati bulma sebebim arkadaşın uyku krizine girmesi. Tam 1.30 saat yat-kalk-ağlama krizine gir-anneyi döv döngüleri arasında kafayı yerken sıklıkla Kemal Sunal sahneleri gerçekleştirdik. Bebek ağlar arkadan baba ağlar... Arkasından üzülüp sarılıyor bana allahsız tosbağa, iki dakkaya yine kıyamet. En sonunda kucağımda uyudu dana :((
Bunun dışında yataktan kendi inmeye başladı, söylenen her şeyi anlıyor. Arkadaşlarını tanıyor, isimlerini biliyor. Derdini anlatmaya başladı iyice. Bir sürü daha kelime eklendi dağarcığına. Daha demin "benim benim" diyerek dolaşıyordu.
Dün Maya Bambamızın doğum günüydü. Kendisini resmen Aze Çınar'ın kardeşi bellediğimizden düğün sahibi heyecanıyla koştuk doğum gününe. Mayakuş hastaydı ve pek keyif alamadı eğlenceden. Biz onun yerine bolca eğlendik :)
Önceki gün ise benim doğum günümü yaptık. Herrrrrrrrşeyiyle büyük bir dönüşümün simgesiydi doğum günüm. Önceden Nevizadelerde bol alkoller ardından sabah kadar dans etmeli doğumgünlerinin ardından: "Evde yaparsak hem aklımızdaki herkesi çağıramayız, hem bir sürü iş olur, yoruluruz. Dışarıda alkollü ortamda yapsak amaaan o daha yorucu." deyip nerede yaptı doğumgünün?? Özsüt'te! ahahah Felaket rahat, felaket konforlu ve zorluksuzdu. Seneye bir huzurevi bahçesinden yapmayı planlıyorum :)))
Ve, böylesi bir duyurunun en uygun yeri sanırım sosyal medya. İş arıyorum sevgili Romalılar. Hamilelikten beri (evden ve geçici yaptığım işler dışında) süren işsizliğime artık bir son vermek istiyorum. En uzun süre yaptığım iş editörlük, metin yazarlığı ama internet içerik editörlüğü, medya planlama, reklam prodüksiyon, proje organizasyonu-koordinasyonu da yaptığım işler arasında. Fekat geldiğim noktada ne iş olsa yaparım abi sınırına da çok kalmadı. Konuyla ilgili iletişime geçmek isteyenler saryade@gmail.com adresinden ulaşabilirler. Sevgiler, saygılar.
1 yorum:
- Esra dedi ki...
-
Öncelikle nice seneler efendim. inanır mısınız birkaç hafta evvel 31. doğum günümü kutladığımda aynı duygular içerisindeydim ben de! Nasıl da büyükmüş otuzlu yaşlar gözümde, yakıştıramıyorum hiç üstüme, sanıyorum kendimi halen yirmilerimde. Fakat ne zaman ki görüyorum yeni yetmeleri, anlıyorum o evreyi çoktaaan geçtiğimi. Deprem mevzusuna gelince, bu ülkedeki her iş gibi o da oldu tam bir bilmece. Belçikalılar gelip bir günde bizim bir haftada kurduğumuzdan fazla çadır kurdular. Şu kadar yardım gitti, bu kadar insan yerleştirildi deniyor, bakıyoruz verdikleri rakamlar birbirlerini tutmuyor. İnsanlık dersi öğretmişiz bu olayla dünyaya, bakın hele nasıl da girmişiz hemen havaya! Fakat görmüyoruz galiba, insanlar halen aç ve açıkta orada!Haklısın Derya unutmamalıyız daha.
sevgiler - 1 Kasım 2011 10:13
31 Ekim 2011 Pazartesi
Hayat ilerliyor
Diğer şeylere gelince, Van Depremi üzerinden 8 gün geçti ve hala çadır ulaşamayan yerler var. Hala ufacık gıda yardımı bile almayan yerler. Valilik depolarda bekletiyor yardımların çoğunu. Mazeretleri "Organize olup dağıtacaklar" 8 gün oldu. 8, Sekiz, Organize olmak için ne bekleniyor hala hepimizin kendince bir cevabı var sanırım bu soruya. Dış ülkelerden gelen yardımları "Önce bir kendi gücümüzü görelim diye reddettik" diyen bakanlar, "ooo sarayda yaşıyorsunuz valla" diyenler yardımları da kim bilir neden bekletiyorlar. Çocuklar aç, özürlü iki kızı olan aile, dah dün sakıncalı bir evin girişinde barınıyordu, kadınlar düşük yapıyordu ve daha neler... Öyle boktan bir dünyanın öyle boktan bir ülkesinde yaşıyoruz ki, insan nefes aldığına utanacak durumda. Yaşadığına, bebeğini sıcak tutabildiğine... Son söyleyeceğim; unutmayalım. Zaten unutturmaya çok niyetli var, unutmayalım oraları, elimizden geldiğince destek olmaya, destek oldurtmaya çabalayalım.
Aile içine gelince, Aze Çınar 2 yaş krizini adım attı, anamızı ağlatmaya başladı. İnatlar, ağlama krizleri, uykusuzluktan ölürken uyumaya direnme, kıyameti kopartma, bizi dövmeye kalkma, resmen azarlama, ısırma... Hayır ne istediği belli olsa, yapalım diyeceğim, hanımefendi ne istediğini bilmiyor ki!! Bu yazıya 16.00 gibi başlayıp şu saati bulma sebebim arkadaşın uyku krizine girmesi. Tam 1.30 saat yat-kalk-ağlama krizine gir-anneyi döv döngüleri arasında kafayı yerken sıklıkla Kemal Sunal sahneleri gerçekleştirdik. Bebek ağlar arkadan baba ağlar... Arkasından üzülüp sarılıyor bana allahsız tosbağa, iki dakkaya yine kıyamet. En sonunda kucağımda uyudu dana :((
Bunun dışında yataktan kendi inmeye başladı, söylenen her şeyi anlıyor. Arkadaşlarını tanıyor, isimlerini biliyor. Derdini anlatmaya başladı iyice. Bir sürü daha kelime eklendi dağarcığına. Daha demin "benim benim" diyerek dolaşıyordu.
Dün Maya Bambamızın doğum günüydü. Kendisini resmen Aze Çınar'ın kardeşi bellediğimizden düğün sahibi heyecanıyla koştuk doğum gününe. Mayakuş hastaydı ve pek keyif alamadı eğlenceden. Biz onun yerine bolca eğlendik :)
Önceki gün ise benim doğum günümü yaptık. Herrrrrrrrşeyiyle büyük bir dönüşümün simgesiydi doğum günüm. Önceden Nevizadelerde bol alkoller ardından sabah kadar dans etmeli doğumgünlerinin ardından: "Evde yaparsak hem aklımızdaki herkesi çağıramayız, hem bir sürü iş olur, yoruluruz. Dışarıda alkollü ortamda yapsak amaaan o daha yorucu." deyip nerede yaptı doğumgünün?? Özsüt'te! ahahah Felaket rahat, felaket konforlu ve zorluksuzdu. Seneye bir huzurevi bahçesinden yapmayı planlıyorum :)))
Ve, böylesi bir duyurunun en uygun yeri sanırım sosyal medya. İş arıyorum sevgili Romalılar. Hamilelikten beri (evden ve geçici yaptığım işler dışında) süren işsizliğime artık bir son vermek istiyorum. En uzun süre yaptığım iş editörlük, metin yazarlığı ama internet içerik editörlüğü, medya planlama, reklam prodüksiyon, proje organizasyonu-koordinasyonu da yaptığım işler arasında. Fekat geldiğim noktada ne iş olsa yaparım abi sınırına da çok kalmadı. Konuyla ilgili iletişime geçmek isteyenler saryade@gmail.com adresinden ulaşabilirler. Sevgiler, saygılar.
Öncelikle nice seneler efendim. inanır mısınız birkaç hafta evvel 31. doğum günümü kutladığımda aynı duygular içerisindeydim ben de! Nasıl da büyükmüş otuzlu yaşlar gözümde, yakıştıramıyorum hiç üstüme, sanıyorum kendimi halen yirmilerimde. Fakat ne zaman ki görüyorum yeni yetmeleri, anlıyorum o evreyi çoktaaan geçtiğimi. Deprem mevzusuna gelince, bu ülkedeki her iş gibi o da oldu tam bir bilmece. Belçikalılar gelip bir günde bizim bir haftada kurduğumuzdan fazla çadır kurdular. Şu kadar yardım gitti, bu kadar insan yerleştirildi deniyor, bakıyoruz verdikleri rakamlar birbirlerini tutmuyor. İnsanlık dersi öğretmişiz bu olayla dünyaya, bakın hele nasıl da girmişiz hemen havaya! Fakat görmüyoruz galiba, insanlar halen aç ve açıkta orada!Haklısın Derya unutmamalıyız daha.
YanıtlaSilsevgiler