Ne vakittir…
1 ay önce
![]() |
| Aze sloganlara eşlik ederken |
Ve 11. ayda neler oldu. Aze konuşma çabasını geliştirdi. Bir çok kişinin duyduğu üzere Derya'yı Değğğyaa şeklinde söylüyor istediğinde. dedede, babababa, dıgit dogit, dıgi dogi, dıgıl, mama :), bu, su, tette ki gökay bunun teyze olduğunu iddia ediyor,
Elinden tutulunca değil yürümek koşuyor. Ve bunu sürekli ama sürekli yapmak istiyor şu yaz sıcağında. Eller bırakılınca ise küt popoyu yere salıyor korkak şempanze. 
Şu son 3-5 gündür içine şeytan kaçtı yalnız benim minik meleğimin. Her şeye inat ediyor, kucağa alsan yere inmek istiyor, yere indirsen elimden tut yürüt beni diyor, kesinlikle kendi yatağında yatmak istemiyor. Kıl ötesi bir şey oldu. hatta dün baktım çok ağlıyor, gece aldım benim yatağımda yanına uzanarak uyuttum. etrafına yastıklar dizip öyle kalktım yanından. gece yarısı uyanıp sesine on saniyede cevap alamayınca sen kalk yataktan inmeye kalk ve kafa üstü düş yere!!! 11 aydır zerre görmediğimiz şeyler olunca Savaş'a da bana da geldiler 2 gündür. Resmen yetişkin varmış gibi öfkeleniyoruz kendisine, bizi öyle görünce o daha da öfkeleniyor, mesela elindeki emziği atıyor yere gözümüzün içine baka baka ya da elimizi falan ısırmaya kalkıyor. Bugün Savaş'la camdan sarkmış bakınıp kahvelerimizi içerken aşağıda bebek arabasında 7-8 yaşlarında bir çocuk gördük. Ben denyoca "Yuh o yaşta niye bebek arabasına koyuyorlar?" derken tam çocuk kendini tokatlamaya başladı. Annesi bir tişört yardımızla ellerini sararak engelledi. Farkettik ki çocukta zeka geriliği var. Bir on dakika ağladıktan sonra kendi kendime küfrederek "iki asilikte delirdin insanlar nelerle baş etmek zorunda" diyerek bi sakinledim. 
![]() |
| Ciddiyet had safhada! |
![]() |
| Baba-kız vedalaşırken |

Azoçka sabah uyandığında ben mama hazırlarken Hülya Abla, kızı Müge ya da Gökay alıyordu Aze'yi. Altı değiştiriliyordu, kucakta eğlendiriliyordu, mama gelene kadar olanca özenle geçirtiliyordu zaman. Mamasını yedikten sonra biz kahvaltıya geçiyorduk, Hamiyet Teyze'nin erkenden kalkıp hazırladığı patates kızartmaları, kayganalar, patlıcan ezmeleri, minik çilek reçelleri eşliğinde. Hamiyet Teyze Aze Çınar'a mama sandalyesi yaptı! Aze yetişkinlerle sofraya oturduğu için zevkten dört köşe, elinde ekmeği bizimle birlikte geçirdi hep kahvaltı zamanını.
Ardından Hamiyet Teyze'den Müge'ye her biri Aze Çınar'ın yeni eğlencesi ellerinden tutup dolaştırma çilesine gönüllü oluyorlardı. Onun da ardından ise uyutuyordum Azekuşu. O uyurken ben yanındaki yatakta kitabımı okuyordum, ya da uyuyordum onunla. Uyanıp, yemek hazırlığını yapıp denize iniyorduk. Aze'yi bir daldırıp, kurutup, giydirip arabasına yerleştirdikten sonra, ya Gökay ya Hülya Abla onun yanındayken bir diğeri ile denize giriyordum ben. Aze kendi kendine oynuyordu, yanındakiyle oynuyordu, Müge Ablasının (ki Aze'nin favorisiydi kendisi) arkadaşlarının kucağında göbek atıp, oynuyordu... O esnada biz ya yine denizde oluyorduk ya da uzanıp kitabımızı okuyorduk. Akşam vakitleri yine birilerinin elinden tutup kumsalda yürümeye çalışıyordu Azoçka. “hov hov” kovaladı, insanları takip etti, sudan kaçtı. Toplamda çok çok eğlendi. 

![]() |
| frenk üzümü |
![]() |
| dağ çileği |
![]() |
| İlk poğaça |
![]() |
| Aze'nin ilk sarması |
5 gün sonra Savaş geldi dayanamayıp. Aze Çınar telefondan babasının sesini duyunca ağlamaya başlamıştı artık özlemden. Kavuşmaları da aynı duygusallıkta oldu :) 2 gün de tüm çekirdek aile beraber geçirdik. Yine ev sahiplerimizin üstün özenleriyle. ![]() |
| Aze sloganlara eşlik ederken |
Ve 11. ayda neler oldu. Aze konuşma çabasını geliştirdi. Bir çok kişinin duyduğu üzere Derya'yı Değğğyaa şeklinde söylüyor istediğinde. dedede, babababa, dıgit dogit, dıgi dogi, dıgıl, mama :), bu, su, tette ki gökay bunun teyze olduğunu iddia ediyor,
Elinden tutulunca değil yürümek koşuyor. Ve bunu sürekli ama sürekli yapmak istiyor şu yaz sıcağında. Eller bırakılınca ise küt popoyu yere salıyor korkak şempanze. 
Şu son 3-5 gündür içine şeytan kaçtı yalnız benim minik meleğimin. Her şeye inat ediyor, kucağa alsan yere inmek istiyor, yere indirsen elimden tut yürüt beni diyor, kesinlikle kendi yatağında yatmak istemiyor. Kıl ötesi bir şey oldu. hatta dün baktım çok ağlıyor, gece aldım benim yatağımda yanına uzanarak uyuttum. etrafına yastıklar dizip öyle kalktım yanından. gece yarısı uyanıp sesine on saniyede cevap alamayınca sen kalk yataktan inmeye kalk ve kafa üstü düş yere!!! 11 aydır zerre görmediğimiz şeyler olunca Savaş'a da bana da geldiler 2 gündür. Resmen yetişkin varmış gibi öfkeleniyoruz kendisine, bizi öyle görünce o daha da öfkeleniyor, mesela elindeki emziği atıyor yere gözümüzün içine baka baka ya da elimizi falan ısırmaya kalkıyor. Bugün Savaş'la camdan sarkmış bakınıp kahvelerimizi içerken aşağıda bebek arabasında 7-8 yaşlarında bir çocuk gördük. Ben denyoca "Yuh o yaşta niye bebek arabasına koyuyorlar?" derken tam çocuk kendini tokatlamaya başladı. Annesi bir tişört yardımızla ellerini sararak engelledi. Farkettik ki çocukta zeka geriliği var. Bir on dakika ağladıktan sonra kendi kendime küfrederek "iki asilikte delirdin insanlar nelerle baş etmek zorunda" diyerek bi sakinledim. 
![]() |
| Ciddiyet had safhada! |
![]() |
| Baba-kız vedalaşırken |

Azoçka sabah uyandığında ben mama hazırlarken Hülya Abla, kızı Müge ya da Gökay alıyordu Aze'yi. Altı değiştiriliyordu, kucakta eğlendiriliyordu, mama gelene kadar olanca özenle geçirtiliyordu zaman. Mamasını yedikten sonra biz kahvaltıya geçiyorduk, Hamiyet Teyze'nin erkenden kalkıp hazırladığı patates kızartmaları, kayganalar, patlıcan ezmeleri, minik çilek reçelleri eşliğinde. Hamiyet Teyze Aze Çınar'a mama sandalyesi yaptı! Aze yetişkinlerle sofraya oturduğu için zevkten dört köşe, elinde ekmeği bizimle birlikte geçirdi hep kahvaltı zamanını.
Ardından Hamiyet Teyze'den Müge'ye her biri Aze Çınar'ın yeni eğlencesi ellerinden tutup dolaştırma çilesine gönüllü oluyorlardı. Onun da ardından ise uyutuyordum Azekuşu. O uyurken ben yanındaki yatakta kitabımı okuyordum, ya da uyuyordum onunla. Uyanıp, yemek hazırlığını yapıp denize iniyorduk. Aze'yi bir daldırıp, kurutup, giydirip arabasına yerleştirdikten sonra, ya Gökay ya Hülya Abla onun yanındayken bir diğeri ile denize giriyordum ben. Aze kendi kendine oynuyordu, yanındakiyle oynuyordu, Müge Ablasının (ki Aze'nin favorisiydi kendisi) arkadaşlarının kucağında göbek atıp, oynuyordu... O esnada biz ya yine denizde oluyorduk ya da uzanıp kitabımızı okuyorduk. Akşam vakitleri yine birilerinin elinden tutup kumsalda yürümeye çalışıyordu Azoçka. “hov hov” kovaladı, insanları takip etti, sudan kaçtı. Toplamda çok çok eğlendi. 

![]() |
| frenk üzümü |
![]() |
| dağ çileği |
![]() |
| İlk poğaça |
![]() |
| Aze'nin ilk sarması |
5 gün sonra Savaş geldi dayanamayıp. Aze Çınar telefondan babasının sesini duyunca ağlamaya başlamıştı artık özlemden. Kavuşmaları da aynı duygusallıkta oldu :) 2 gün de tüm çekirdek aile beraber geçirdik. Yine ev sahiplerimizin üstün özenleriyle.