Lilypie Second Birthday tickers

13 Ocak 2011 Perşembe

Bebeğimde Uyku Düzeni



Aze Çınar pedagogların melek bebek dedikleri bebek türünden. Sadece bir talebi varsa ağlayan, gerektiğinde uyuyan, zamanında kalkan, kendi kendine oynayabilen, güler yüzlü, uyumlu bir bebek. Bebekler sık sık huy değiştirebilir diyorlar, bir yandan da aile çocuğa yanlış davranırsa huyu değişir diyorlar. Bizimki zamanla ne olacak göreceğiz. Ama şu an başka bir şey anlatacağım.

Aze eve geldiğimiz ilk iki gün boyunca gece 3 kere uyandı. Sonrasında 2 kere uyanmaya başladı. Ramazandı, davulcunun sesine uyanıyordu. Diğer dairelerde sahurun çatal kaşık sesleri gelmeye başladığında biz de sağılmış sütü ısıtmaya, alt değiştirme techizatını hazırlamaya başlıyorduk. İkinci uyanma 6 gibi oluyordu. 2 kere uyanıyordu ama biz sütü kaşıkla yedirdiğimiz için her uyanma bir buçuk saat sürüyordu ve bizi zorluyordu. Bir süre sonra nöbet sistemine geçtik. Aynı anda kalkmayı bıraktık. Savaş'la sıraya koyduk. Gündüzleri ise sık ama kısa aralıklarla uyuyordu. Hele evde misafir varsa çok zor uyuyordu bizim sosyal bebeğimiz. Akşamları Savaş 17.00'de evden çıkıyordu. O esnada TRT'de Komedi Dükkanı'nın eski bölümleri başlıyordu. Ben daha önce hiç izlememiştim, bu sayede tüm bölümleri izledim. O esnada Aze uyuyordu. Ve hatta o saatler benim dondurma yeme saatlerimdi. (Akşam akşam nostalji de oldu bak.) Sonra Aze aralıklarla uyanıyordu, ikimiz de salonda oluyorduk, yanımda battaniyesinin üzerinde uyuyordu, ana kucağında uyuyordu, laf aramızda ana kucağı çok kurtardı beni. Ben kanapeye uzanmış tv izlerken ya da kitap okurken ana kucağı tvye ters, içinde Aze Çınar, ben hafif sallarken uyukluyor, ben en az bir saat özgür!!

Kısa bir süre sonra Aze gece 01.00 gibi gece uykusuna geçmeye başladı. Gece 01.00 gibi uyuyup sabah 10.00da kalkıyordu. Ben o uyurken gece 03.00 gibi besliyordum onu. Sonra gitgide erkene çekti gece uykusuna dalış saatini. Saat 22.00 gibi yatıp 10.00 gibi kalkmaya başladı. Yine bir kez gece beslemesi yapmaya devam ettik. Evet pek şanslı bir aileyiz biz. Peki uykuya nasıl geçiyordu Aze: Kolda sallayıp, koridor boyu yürüyerek.

Sonra 27 Kasım'da Blogcu Anne'nin şu yazısını okudum. Ve Aze'ye kendi kendine uyutmayı öğretmeye karar verdim. Orada okuduklarım, Ferber, Hogg, Karp, sağdan soldan duyduklarımı birleştirerek bir yöntem izledim. Direk yatır kaldır yöntemini denemedim çünkü Aze yatağa bıraktığımda ağlamıyordu. En fazla mızırdanıyordu. Ya da emziği ağzından atıp kikirdiyordu ve oyun istiyordu.



Ben aşama aşama şöyle yaptım; Öncelikle belirtmeliyim ki biz çoktan Tracy Hogg'un e.a.s.y yöntemini oturtmuştuk Aze'de, sonra onu da anlatırım ama şimdi kısaca şöyle söylemeliyim ki, bebeğin eat, activity, sleep, your time'dan oluşan bir rutine sahip olması e.a.s.y rutini. Yani Aze'nin uykusunun ne zaman geleceği zaten tarafımızca 5-10 dakika oynamayla biliniyordu. Bir de zaten otomatik portakalım uykusu geldiğinde elini gözüne koyuyor hemen.

1- Uyku vakti yaklaştığında ilk önce eski düzen koluma alıp salladım. Uykuya dalmadan beşiğine bıraktım. Elini tutup, “şşş”,”eee” sesleri çıkardım. Uyuyana kadar bekledim. 5-6 uyku sırasında bunu yapmaya devam ettim. Sonuncu da çabucak uyumaya başladı.
2- Bir sonraki aşamada, kolda sallama süresini azalttım, geri kalanı aynen yaptım. Bu da bir 5-6 uyuma sürdü. Ona da alıştı.
3- Üçüncü aşamada 2. nin üzerine, beşiğe koyduktan sonra elini bıraktım, geri kalana devam ettim.
4- Kolumda sallamayı tamamen bıraktım. Yatağa koyup “eeee eeeee” deyip, görünmez oldum. Yere çömeldim, kendi yatağıma uzandım. Sesimi duyup orada olduğumu biliyordu, ama beni görmek ihtiyacını eledi. Bir süre sonra çıktım, kendi kendine “eee eeee” deyip kendini uyuttu.
5- Uyku vakti gelince götürüp yatağa bıraktım. “Hadi kızım iyi geceler.” deyip çıktım odadan, kendi kendine uyumayı başarmıştı.

Arada sırada, fazla uyaran olması, ağrısının olması, gazının olması gibi sebeplerden beşiğe bıraktığımda uyumak istemiyor ya da gitmemi istemiyor. Çok istisna ağlıyor. Ne olduğunu anlıyorum ve o an ya elini tutuyorum ya pış pışlıyorum, kısa süre sonra uyuyakalıyor. Uzmanlar “Devam ettiremeyeceğin şeye başlama.” diyorlar. Yani bebek durmadı, ağladı diye kucağa alırsanız bebek bunu tekrarlar ve oluşturmaya çalıştığınız şey bozulur diyorlar. Ben de bu sebepten hiçbir seferinde kucağıma almadım durmadığında, ama hep yanında olup sakinleştirdim. Bazen yanında yarım saat oturdum. Konuşarak, şarkı söyleyerek, elini tutarak, saçını okşayarak, pışpışlayarak sakinleştirdim. Ama yataktan almadım.

Bu düzeni oluşturduğumuzda Aze 22.00'de yatıp 10.00'da kalkıyordu. İkimiz bir grip atlattık, ondan sonra Aze 20.00'de yatıp 08.00 civarı kalkmaya başladı. Ben gececi olduğumdan pek hazzetmedim açıkçası bu durumdan :) Şimdi yavaş yavaş biraz aşağı çekmeyi başardım gibi. Gündüzleriyse Sabah ve Akşam ortalama 1 saat öğlen ise 2 saat uyuyor kuzum. Yine kendi başına. Hakkaten uyku uykunun mayası. Sabah ve Akşam uykuları iki saate yaklaşıyor bazen, o günler akşamları da çok uyuyor Azoçkam.

Biliyorum ki Aze bir çok bebekten farklı. Her yeniliğe kolay uyum sağlıyor. (Maşallahları duyalım?) Bizi zorlamıyor. O yüzden “Böyle yaparsanız kesin ve bu hızda olur.” demiyorum. Ama yöntemlerin özüne inanıyorum. Belli tutarlılıkta davranıldıkça en inatçı çocukların bile bir rutine alışacaklarını düşünüyorum.

Bol uykulu, bol büyümeli günler.

2 yorum:

burcu dedi ki...

yazıda bahsedilen miniğin gerçek bir bebek olup olmadığından emin olamıyorum şu anda, şoklardayım. maşallah diyeyim, bir kere, bir kere daha diyeyim hatta...

Pinar Nural Citir dedi ki...

Merhaba
Yaziyi yazali baya olmus fakat benim yine de size bir sorum olacaktir.
Bu bahsettiginiz uyutma seklinden kac gunde sonuc almistiniz?

Tesekkurler

Yorum Gönder

13 Ocak 2011 Perşembe

Bebeğimde Uyku Düzeni



Aze Çınar pedagogların melek bebek dedikleri bebek türünden. Sadece bir talebi varsa ağlayan, gerektiğinde uyuyan, zamanında kalkan, kendi kendine oynayabilen, güler yüzlü, uyumlu bir bebek. Bebekler sık sık huy değiştirebilir diyorlar, bir yandan da aile çocuğa yanlış davranırsa huyu değişir diyorlar. Bizimki zamanla ne olacak göreceğiz. Ama şu an başka bir şey anlatacağım.

Aze eve geldiğimiz ilk iki gün boyunca gece 3 kere uyandı. Sonrasında 2 kere uyanmaya başladı. Ramazandı, davulcunun sesine uyanıyordu. Diğer dairelerde sahurun çatal kaşık sesleri gelmeye başladığında biz de sağılmış sütü ısıtmaya, alt değiştirme techizatını hazırlamaya başlıyorduk. İkinci uyanma 6 gibi oluyordu. 2 kere uyanıyordu ama biz sütü kaşıkla yedirdiğimiz için her uyanma bir buçuk saat sürüyordu ve bizi zorluyordu. Bir süre sonra nöbet sistemine geçtik. Aynı anda kalkmayı bıraktık. Savaş'la sıraya koyduk. Gündüzleri ise sık ama kısa aralıklarla uyuyordu. Hele evde misafir varsa çok zor uyuyordu bizim sosyal bebeğimiz. Akşamları Savaş 17.00'de evden çıkıyordu. O esnada TRT'de Komedi Dükkanı'nın eski bölümleri başlıyordu. Ben daha önce hiç izlememiştim, bu sayede tüm bölümleri izledim. O esnada Aze uyuyordu. Ve hatta o saatler benim dondurma yeme saatlerimdi. (Akşam akşam nostalji de oldu bak.) Sonra Aze aralıklarla uyanıyordu, ikimiz de salonda oluyorduk, yanımda battaniyesinin üzerinde uyuyordu, ana kucağında uyuyordu, laf aramızda ana kucağı çok kurtardı beni. Ben kanapeye uzanmış tv izlerken ya da kitap okurken ana kucağı tvye ters, içinde Aze Çınar, ben hafif sallarken uyukluyor, ben en az bir saat özgür!!

Kısa bir süre sonra Aze gece 01.00 gibi gece uykusuna geçmeye başladı. Gece 01.00 gibi uyuyup sabah 10.00da kalkıyordu. Ben o uyurken gece 03.00 gibi besliyordum onu. Sonra gitgide erkene çekti gece uykusuna dalış saatini. Saat 22.00 gibi yatıp 10.00 gibi kalkmaya başladı. Yine bir kez gece beslemesi yapmaya devam ettik. Evet pek şanslı bir aileyiz biz. Peki uykuya nasıl geçiyordu Aze: Kolda sallayıp, koridor boyu yürüyerek.

Sonra 27 Kasım'da Blogcu Anne'nin şu yazısını okudum. Ve Aze'ye kendi kendine uyutmayı öğretmeye karar verdim. Orada okuduklarım, Ferber, Hogg, Karp, sağdan soldan duyduklarımı birleştirerek bir yöntem izledim. Direk yatır kaldır yöntemini denemedim çünkü Aze yatağa bıraktığımda ağlamıyordu. En fazla mızırdanıyordu. Ya da emziği ağzından atıp kikirdiyordu ve oyun istiyordu.



Ben aşama aşama şöyle yaptım; Öncelikle belirtmeliyim ki biz çoktan Tracy Hogg'un e.a.s.y yöntemini oturtmuştuk Aze'de, sonra onu da anlatırım ama şimdi kısaca şöyle söylemeliyim ki, bebeğin eat, activity, sleep, your time'dan oluşan bir rutine sahip olması e.a.s.y rutini. Yani Aze'nin uykusunun ne zaman geleceği zaten tarafımızca 5-10 dakika oynamayla biliniyordu. Bir de zaten otomatik portakalım uykusu geldiğinde elini gözüne koyuyor hemen.

1- Uyku vakti yaklaştığında ilk önce eski düzen koluma alıp salladım. Uykuya dalmadan beşiğine bıraktım. Elini tutup, “şşş”,”eee” sesleri çıkardım. Uyuyana kadar bekledim. 5-6 uyku sırasında bunu yapmaya devam ettim. Sonuncu da çabucak uyumaya başladı.
2- Bir sonraki aşamada, kolda sallama süresini azalttım, geri kalanı aynen yaptım. Bu da bir 5-6 uyuma sürdü. Ona da alıştı.
3- Üçüncü aşamada 2. nin üzerine, beşiğe koyduktan sonra elini bıraktım, geri kalana devam ettim.
4- Kolumda sallamayı tamamen bıraktım. Yatağa koyup “eeee eeeee” deyip, görünmez oldum. Yere çömeldim, kendi yatağıma uzandım. Sesimi duyup orada olduğumu biliyordu, ama beni görmek ihtiyacını eledi. Bir süre sonra çıktım, kendi kendine “eee eeee” deyip kendini uyuttu.
5- Uyku vakti gelince götürüp yatağa bıraktım. “Hadi kızım iyi geceler.” deyip çıktım odadan, kendi kendine uyumayı başarmıştı.

Arada sırada, fazla uyaran olması, ağrısının olması, gazının olması gibi sebeplerden beşiğe bıraktığımda uyumak istemiyor ya da gitmemi istemiyor. Çok istisna ağlıyor. Ne olduğunu anlıyorum ve o an ya elini tutuyorum ya pış pışlıyorum, kısa süre sonra uyuyakalıyor. Uzmanlar “Devam ettiremeyeceğin şeye başlama.” diyorlar. Yani bebek durmadı, ağladı diye kucağa alırsanız bebek bunu tekrarlar ve oluşturmaya çalıştığınız şey bozulur diyorlar. Ben de bu sebepten hiçbir seferinde kucağıma almadım durmadığında, ama hep yanında olup sakinleştirdim. Bazen yanında yarım saat oturdum. Konuşarak, şarkı söyleyerek, elini tutarak, saçını okşayarak, pışpışlayarak sakinleştirdim. Ama yataktan almadım.

Bu düzeni oluşturduğumuzda Aze 22.00'de yatıp 10.00'da kalkıyordu. İkimiz bir grip atlattık, ondan sonra Aze 20.00'de yatıp 08.00 civarı kalkmaya başladı. Ben gececi olduğumdan pek hazzetmedim açıkçası bu durumdan :) Şimdi yavaş yavaş biraz aşağı çekmeyi başardım gibi. Gündüzleriyse Sabah ve Akşam ortalama 1 saat öğlen ise 2 saat uyuyor kuzum. Yine kendi başına. Hakkaten uyku uykunun mayası. Sabah ve Akşam uykuları iki saate yaklaşıyor bazen, o günler akşamları da çok uyuyor Azoçkam.

Biliyorum ki Aze bir çok bebekten farklı. Her yeniliğe kolay uyum sağlıyor. (Maşallahları duyalım?) Bizi zorlamıyor. O yüzden “Böyle yaparsanız kesin ve bu hızda olur.” demiyorum. Ama yöntemlerin özüne inanıyorum. Belli tutarlılıkta davranıldıkça en inatçı çocukların bile bir rutine alışacaklarını düşünüyorum.

Bol uykulu, bol büyümeli günler.

2 yorum:

  1. yazıda bahsedilen miniğin gerçek bir bebek olup olmadığından emin olamıyorum şu anda, şoklardayım. maşallah diyeyim, bir kere, bir kere daha diyeyim hatta...

    YanıtlaSil
  2. Merhaba
    Yaziyi yazali baya olmus fakat benim yine de size bir sorum olacaktir.
    Bu bahsettiginiz uyutma seklinden kac gunde sonuc almistiniz?

    Tesekkurler

    YanıtlaSil

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...