Tüm aile hasta olduk. Önce Aze Çınar kaptı şifayı, sonra Savaş, en son da ben... Savaş atlattı sayılır, Azoşka öksürüyor hala, ben durmaksızın akan bir burun ve iki gözle çoklukla uyku modundayım. Alçak havaların bir öyle bir böyle kıvraklığı yüzünden herkesler de böyle hasta. Tarih olmuş haziran ben bugün montla dışarı çıktım misal. Çok geriyor beni bu havalar çok.
Perşembe günü hastane günü yapıp, Savaş'a bel muayenesi, bana göz ve şeker, Azoş'a göz, Kayınanneye ortopedi gezip geldik. Azekuşun gözler sağlam, doktor teyzesi "galiba solak Aze" dedi. Mutlu oldum bana benzer bir şeyi daha olacak diye. Sonra da solak beceriksizliği olacak, el becerisi gelişkin olmayacak diye üzüldüm. Sonra olsun beaa zeki olsun da el işi çok dert değil deyip yine sevindim. Sıra bana gelip gözüme damla damlatılınca, bekleme süresinde doktor arkadaşla bebek bakımından girdik, Tracy Hogg'dan çıktık, Siyasetten girdik, kürt sorunundan çıktık. Epey iyi anlaştık. Dışarıya çıktığımda bir yandan durumu tuhaf bulmama şaşıp bilinçaltımı bir kurcalayınca, zihnimin henüz doktor, öğretmen, avukat arkadaşı olacak kadar büyümediğini, kendini daha gençce, çocukca saydığını farkettim. Halihazırda var olan arkadaşlarımın bu mesleklere sahip olması başka, o meslekleri yaparken pek görmüyorum (Bak Erdem daktırda da böyle oluyor evet.) ama mesleğini yapan biriyle arkadaşlık esnasında ufal da cebime gir bilinç altım "doktor abla, avukat amca" yerleşikliğinden kurtulamamış henüz.
Neyse, gözcü doktorla telefon alışverişi yaptıktan sonra, endokrinolog doktora koşturdum, o da 4 aylık hamile çıkınca hobaa onunla da bi saat muhabbet. Lanolin'den, e.a.s.y'e, normal doğum faydalarına başka bir uzun sohbet de burada gerçekleştirdikten sonra farkettim ki, bu hamilelik ve doğum işiyle ilgili epey bilgi biriktirmişim, paylaşmaktan acayip zevk alıyorum ve keşke böyle bir iş yapabilsem...
Efendime söyleyeyim, Aze Çınar'ın 10. ayına 5-6 gün bir şey kaldı. Boy olmuş 75 cm. kilo olmuş 10. ayakta duruyor, yürüyor ellerini tutunca. İyice afacan, hareketli, ele avuca sığmaz bir şey oldu. Bir de çok geveze :) bıdırbıdır bir şeyler anlatıp duruyor. Kucaktan kucağa atlıyor. Kimi istiyorsa ısrarla onu çağırıyor. Alkış yapıyor, bay bay yapıyor, oynuyor, dans ediyor, çok güzel sarılıyor, kafasını boyna gömüveriyor, dışarı çıkılacağını anlıyor, hevesle bekliyor. Lakin pek sulugöz oldu şu hastalıktan beri, umarız kalıcı olmaz. Ve Aze sıralıyor. Sıralamak; bebeğin koltuk, sehpa vs tutunup ayakta durması, tutunarak yürümesiymiş ben de Aze'yle öğrendim. Aze Hatun, babasının bambamı çatır çatır sıralıyor.
Bu yazı 15 kere ara verilerek yazılmıştır, Aze'nin maması, ağlaması, öksürüğü vs gibi sebeplerden. Daha çok şey yazacaktım unuttum.
10 KASIM 2024
1 hafta önce
o nasıl güzel bir uzanmaktır öyle. Baba kız muhteşemler. Aze Çınar'ın çıplak bacaklarını ısırmak istedim birden. Çok yaşayın siz, ailecek :))
YanıtlaSilÖncelikle çok geçmiş olsun.
YanıtlaSilMezkur dertten bizler de muzdaribiz. Kuzucuklarımızın hasta olması, hakikaten daha zor oluyor. Tez zamanda sonsuz şifalar diliyorum.
Küçük adama da maşaAllah diyorum kocaman. Rabbim nazarlardan korusun.
Cici pazarlar! :)
(cafe pepela)
adsız sağolasın :))
YanıtlaSilcafe pepela sağolasın. size de geçmiş olsun. ama küçük kadın o :)))