Lilypie Second Birthday tickers

23 Haziran 2010 Çarşamba

3. Ay

“Herkesin hamileliği başka, herkesin hamileliği kendine”  Mottosuyla çıktık ya yola, işte benimkinin ilk üç ayı pek bir fenaydı. Yoğun ağrılar, yoğun bulantılar, sürekli uyku hali, yalnızlık... Eşimin iş, okul koşullarından sebep, günün çoğu saati evin dışında olması...  O ilk 3 ay boyunca “Bir daha hamilelik mi? Tövbe.” Diyordum. İnsan çabuk unutuyormuş ama. Şu an öyle hissetmiyorum hiç.
Bu riskli aylar tam kışın ortasına denk geldiğinden, bir de riskli bir hamilelik olduğundan dışarı çıkmaya da cüret edemiyordum pek. Hastalanırım, kayarım, düşerim, yorulurum, bir şey olur... Doktordan doktora çıkıyordum sadece neredeyse evden. Doktorumun önerisiyle domuz gribi aşısı oldum. İkili testi yaptırdım. Kan ve idrar testlerimi yaptırdım.  Bir sorun yoktu. Bu testleri devlet hastanesinde yaptırma önerime “Aaa öyle kabul edemiyoruz biz, hepsini hastanemizde yaptırmanız gerekir.” diye esnaf gibi bunu savunan doktorumu değiştirdim.  Doktor pek mühim. Bir şekil güvenmen gerekiyor. Şüphe ettin mi ne kadar zorlasan da devam edemiyorsun.
3. Ayın son günlerinde, doktorun da izniyle Ankara’ya Tekel işçileriyle dayanışmaya gittik kızımla. İlk üç ayın en güzel hatırladığım şeyi de budur hamile olduğumu öğrenmemin dışında.
Bendeki değişiklikler; Mide bulantısı, bel, kuyruk sokumu ağrısı, uyku hali aynen devam. Sabahları hafif burun kanaması oldu ki o da kan basıncının hamilelik sebebiyle artmasından imiş. Cildim gerginleşti.
Bebekteki değişiklikler;  3 ay bittiğinde bebeğin tüm organları oluşmuştur artık. Saçı ve tırnakları uzamaya  bile başlar. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

23 Haziran 2010 Çarşamba

3. Ay

“Herkesin hamileliği başka, herkesin hamileliği kendine”  Mottosuyla çıktık ya yola, işte benimkinin ilk üç ayı pek bir fenaydı. Yoğun ağrılar, yoğun bulantılar, sürekli uyku hali, yalnızlık... Eşimin iş, okul koşullarından sebep, günün çoğu saati evin dışında olması...  O ilk 3 ay boyunca “Bir daha hamilelik mi? Tövbe.” Diyordum. İnsan çabuk unutuyormuş ama. Şu an öyle hissetmiyorum hiç.
Bu riskli aylar tam kışın ortasına denk geldiğinden, bir de riskli bir hamilelik olduğundan dışarı çıkmaya da cüret edemiyordum pek. Hastalanırım, kayarım, düşerim, yorulurum, bir şey olur... Doktordan doktora çıkıyordum sadece neredeyse evden. Doktorumun önerisiyle domuz gribi aşısı oldum. İkili testi yaptırdım. Kan ve idrar testlerimi yaptırdım.  Bir sorun yoktu. Bu testleri devlet hastanesinde yaptırma önerime “Aaa öyle kabul edemiyoruz biz, hepsini hastanemizde yaptırmanız gerekir.” diye esnaf gibi bunu savunan doktorumu değiştirdim.  Doktor pek mühim. Bir şekil güvenmen gerekiyor. Şüphe ettin mi ne kadar zorlasan da devam edemiyorsun.
3. Ayın son günlerinde, doktorun da izniyle Ankara’ya Tekel işçileriyle dayanışmaya gittik kızımla. İlk üç ayın en güzel hatırladığım şeyi de budur hamile olduğumu öğrenmemin dışında.
Bendeki değişiklikler; Mide bulantısı, bel, kuyruk sokumu ağrısı, uyku hali aynen devam. Sabahları hafif burun kanaması oldu ki o da kan basıncının hamilelik sebebiyle artmasından imiş. Cildim gerginleşti.
Bebekteki değişiklikler;  3 ay bittiğinde bebeğin tüm organları oluşmuştur artık. Saçı ve tırnakları uzamaya  bile başlar. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...